Ahmet kayanın kızı Melis büyüdü



Sürekli bir keder ve yalnızlık hali, ancak bir yandan da bizlere hissettirmemeye çalışırdı. Sihhati çok etkilendi. Ülkesini, ailesini çok özlüyordu. Örneğin bir gün anneme telefon açıp "Gülten, piyasaya gidip bana pazarın sesini dinletir misin?" diyor. Bu talebin ve cümlenin etkisini üzerimden atamıyorum. Dilini, kültürünü, suyununun keyfini bilmediğiniz bir ülkede bir anda sıfırlanıyorsunuz. Onun amacıyla yürümeyi tekrar öğrenmek gibidir hissi belki de Paris'e gelişinden bir sene sonra da babamı kaybettik. Bugün demokrat zannedilen ya da addedilen birtakım medyatik yüzlerin ve o devresinin gazetecilerinin yaşadıklarımız ve yalnızlığımız karşısında veballeri çoktur, hepsi kendini biliyor. Babanız öldüğünde 13 yaşındaydınız… Büyürken onun yokluğu ile nasıl kafaya çıktınız? İnsan arada kanayan ve katiyen iyileşmeyen bir kesikle hayatayı öğreniyor. Baba kayıbı benim amacıyla bu tür bir şey. Yokluğu ile kafaya çıkabildim mi ya da çıkabiliyor muyum bilmiyorum ama yarayla hayatayı öğrendim.